Oksijenin yüzde doksanı atmosferimizde yer alan bitkiler tarafından üretilir. Bitkiler, fotosentez adı verilen süreçte güneş enerjisini kullanarak karbondioksit ile suyu birleştirir ve bu reaksiyon sonucunda oksijen açığa çıkar. Bu olay bitkilerde bulunan klorofil pigmenti sayesinde gerçekleşir.
Fotosentez süreci, bitkilerin yeşil kısımlarında yani yapraklarında gerçekleşir. Yapraklardaki hücrelerde bulunan kloroplastlar, güneş ışığını yakalar ve bu enerjiyi fotosenteze dönüştürür. Böylece bitkiler, karbondioksit ve suyu kullanarak enerji üretir ve oksijen açığa çıkarır.
Bitkiler, fotosentez yoluyla ürettikleri oksijeni atmosfere verirler. Bu oksijen, atmosferin yaklaşık yüzde 21’ini oluşturur. Yani dünyamızdaki oksijenin büyük bir kısmı bitkiler tarafından üretilir. Oksijenin bu büyük bir kısmının bitkilerden kaynaklandığını bilmek, bitkilerin hayati önemini vurgular.
Bitkiler, başta ormanlar olmak üzere doğal ekosistemlerde ve tarım alanlarında yaygın olarak bulunur. Bu nedenle doğal ekosistemlerin korunması ve ormanlara yapılan zararın en aza indirilmesi, oksijen üretimi açısından büyük önem taşır. Ayrıca bireyler olarak bitkileri evlerimize veya bahçelerimize dikerek de oksijen üretimine katkıda bulunabiliriz. Çeşitli bitkileri yetiştirmek, hem oksijen üretimine katkı sağlar hem de estetik bir görünüm kazandırır.
Sonuç olarak, oksijenin büyük bir kısmı bitkiler tarafından üretilir. Fotosentez süreci sayesinde bitkiler, güneş enerjisini kullanarak karbondioksit ile suyu oksijene dönüştürür. Bu nedenle bitkilerin korunması ve yeni bitki yetiştirme çabaları, atmosferimizdeki oksijen miktarının sürdürülebilirliği açısından son derece önemlidir.